Beynimizi Bilgisayara Yüklemek Mümkün mü?

Ayberk Savmaz
3 min readMay 28, 2021

Bilim kurgu dünyasında çok uzun zamandır büyük bir klişe var: ölü insanları sonsuza kadar yaşatmak için “bilgisayarda yaşayan zihin” konsepti. Cyberpunk 2077 ile biraz daha akıl kurcalar oldu bu sorunsal. Bu, birçok insana göre gelecekte mümkün olabilecek ve insanlar teknik olarak sonsuza kadar var olabilecekler.

Nedir bu konsept?

Bu açıklamayı yapabilmek için önce zihin tanımlanmalı. Basitçe zihin, bilinç ile zekanın birleşimidir. Günlük hayatta yapılan düşünmek, konuşmak, yazmak, okumak gibi aktivitelerin irdelendiği ve yürürlüğe konduğu yerdir. Konsept olarak zihni bilgisayara yüklemek ise, zihnin sanal simülasyonunu oluşturmak için, bir nevi kopyasını bilgisayara aktarmaktır. Buradan çıkacak ilk yargı aslında yüklenen verilerin insanın kendisi değil, onun klonu olacağı yönündedir. Yaratılan simülasyon dijital bir “ikiz” olacaktır. Her şey bu kadar basit mi peki? Ne yazık ki değil.

Neden bunu yapmak basit değil?

Bunun başlıca nedeni, beynin yapısının inanılmaz karmaşık olması; hatta bazılarına göre beyin, evrendeki en gizemli ve kompleks makine. Beynin milyarlarca nörondan meydana gelmesini şimdilik bir kenara koyalım. Bu nöronların gönderdiği sinyallerin saniye başına oluşturacağı veri bile başlı başına bir dert. Böylesine karmaşık bir yapıyı daha henüz tamamen anlayamamış olmak; günümüzde, bu konseptin bir hayalden öteye geçememesi demek oluyor. Öyle ki, beynin yapıtaşı olan nöronlar bile kendi başlarına birer gizem niteliğinde. Çok iş var yani.

Nasıl yapılabilir?

Günümüzde beynin hangi bölümlerinin, genel anlamda neyi yaptığını biliyoruz. Öğrenmemizi ve değerlendirmemizi sağlayan kısım korteks denilen yer, yani beyin kabuğu. İşi azaltmak adına, yalnızca bu kısmın kopyasını çıkarmak yeterli olabilir. Böylece vücut işlevlerini düzenleyen kısımlardan kurtulabiliriz. Ancak bunu günümüzde yapamıyoruz. Beynin, bizi “biz” yaptığı kesin olan bölgeleri belirlenebilmiş değil.

Konu burada da bitmiyor ne yazık ki. Beyinde kopyalanması gereken milyarlarca nöron olduğundan bahsetmiştim. Bir deneyde, fare beyninin kum tanesi kadar küçük bir kısmında 100.000 tane nöron bulunduğu görülmüş. Bunu görebilmek için de o parça 25.000 dilime kesilmiş. Buradan çıkan sonuç ise, yine elimizde tonla veri olduğu. İnsan beyninin analizine nereden ve nasıl başlanacağını, ya da analiz bittiğinde elimizdeki verilerden bir sonuç çıkıp çıkmayacağını henüz bilmiyoruz. Ayrıca tek bir insan beyindeki verinin, dünyadaki tüm veri depolarının toplamına bile sığamayacağı düşünülüyor. Özetlemek gerekirse, günümüzde sanal bir insan yaratmak neredeyse imkansız.

Bu olay neden bu kadar büyütüldü?

Bu konuda biraz kafa yoran herkesin düşünebileceği gibi, sanal bir “biz” ile dijital ortamda kelimenin tam anlamıyla bulunabileceğiz. İşlerimize yardım eden bir klonumuz olacak (günümüz dünyasının meşgul insanlarının içten içe en çok istediği şey), aynı zamanda o klonla saçma bir şekilde arkadaş da olabileceğiz. Başka birkaç senaryo da “Değiştirilmiş Karbon” kitabındaki gibi “birden fazla yerde bulunma” olayı. Dijital dünyada, aynı “Sword Art Online” animesindeki gibi tam olarak bulunabilme imkanı. Bir beyin çipi vasıtasıyla fiziksel beyin ile sanal beynin eş zamanlı çalışması. Sonucunu bilemeyeceğimiz, bazılarını tanımlamakta bile yetersiz kalacağımız onlarca senaryo…

İşin Gerçekle Yüzleşme Kısmı

Evet bir de burası var. Mantığın genel konseptine, bazı çok bilmiş bilim insanlarına ve bana göre beynini bilgisayara yükleyen insan sonsuza dek yaşamayacak abi. Sonuçta o bir kopya, ve onu kontrol etmiyorsun. Öldükten sonra yakınların için bir şekilde var olacaksın, ama “sen” çoktan cennette olacaksın gibi geliyor bana.

Evet, zihnimizi bilgisayara yüklemek çok havalı, ama bunun ne kadar zor bir iş olduğu da bilinen bir gerçek. Bir işin zor ve mevcut şartlarda “mümkansız” olması onun asla yapılmayacağı anlamına gelmese bile, bu teknolojinin doğuracağı olumsuz durumları düşünmekte fayda var. Örneğin, yazılım ve yapay zeka bazı işleri yok ediyor. Peki bu teknoloji nelere sebep olacak?

--

--